Depremde yitirdiğimiz yazı kurulu üyemiz Onur Kopran’a
ve kaybettiğimiz insanlarımızın anılarına saygıyla…
“Yine bir gece vakti, en kötüsünden bir kış vakti vurdu deprem. Maraş/Pazarcık depremin merkez üssü. Uzun ve şiddetli. Yıkım çok geniş bir bölgede. Erzincan, Malatya, Amed, Adıyaman, Gaziantep, Kahramanmaraş, Adana, Osmaniye, Antakya, Suriye… her yerde enkaz, yıkım. Göçük altında binlerce can.
Sermaye iktidarı her zamanki güvenilmezliği ve sahtekarlığı ile karşımızda. Ne verdiği bilgiler birbirini tutuyor, ne eli kulağında bir felaket karşısında herhangi bir hazırlık var. İnsanlarımız sosyal medyalarda, göçük altından mesajlar gönderiyor, yardım çığlıkları yeri göğü kaplıyor. İktidar rakamlarla oynama, durumu insanlardan saklama derdinde. Bir kez daha, insan vasfını yitirmiş “insanlar” timsah göz yaşları eşliğinde ekranları dolduruyor.
Ne desek boş, ne dense az!.. İnsanları kitleler halinde topraklarından koparıp yığdıkları şehirlerde, katlanılmaz şartlarda bir yaşam dayatıp “çarpık kentleşme” diye ortalıkta gezip durmalarına mı; deprem yardımlarıyla bütçe denkleştirmelerine mi; arama-kurtarma konusundaki korkunç yetersizliklerine mi; tüm yaşamımızı kalitesiz betonlara boğmalarına mı; deprem toplanma alanlarının talanına mı…
Hangisinden bahsedelim, ne diyelim! Çürüme, yozlaşma, akıl almaz bir bencillik, doğanın ve toplumun tümden imhası… Kapitalist düzenin insanları getirip bıraktığı nokta bu! Kocaman, korkunç, eşsiz bir yıkım! Ve o yıkımdan doğan eşi görülmemiş bir dayanışma, bir olma, birlikte insan kalabilme halinde ısrar… İşte sevgili okur, bu sayımızda bu ısrarın ve enkaz altında bırakılan on binlerce canın sesi olacağız.
‘Sesimizi duyan var mı?'”
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.